Türkçe | English
En sevdiğim mevsim sonbahar. Eylül ayı geldiğinde, içim içime sığmaz olur, çünkü doğanın dönüşümüne hayranım. Bu dönüşüme tanık olmak için en uygun yerlerden biri Garmisch gezilecek yerler listemde üst sıralarda yer alıyor.
Ağaçların büründüğü renkler, yağmur yağarken cam kenarında içilen bir bardak sıcacık cay, yağmurdan sonraki toprak kokusu, ya da hiç beklemediğim bir anda bulutların arkasından yüzünü gösterip kendimi en yakın parka atmama sebep olan güneş. Bütün sene bunları bekliyorum sabırsızlıkla.
Yağmurun sesini dinlemek, toprağın kokusunu almak, yeşilden kırmızıya değişen renkleri hayranlıkla izlemek, ara sıra yüzünü gösteren güneşin sıcağını hissetmek, ağaçlardan tam da zamanı gelmiş elmalar toplamak. Beş duyuya da hitap eden bir mevsim bu. Ama bütün bunlar için en başta kendini doğaya atmalı insan. Doğa gezileri için de en uygun mevsim bu bence, özellikle eylül ekim ayları…
Garmisch Gezilecek Yerler
Favori rotam ise kesinlikle dağların ve göllerin buluştuğu noktalar. Özellikle Alpler, doğanın bütün renklerini cömertçe önünüze serdiği bu mevsim için kesinlikle doğru bir tercih.
Garmisch-Partenkirchen bu noktalardan biri. Almanya’nın güneyinde, Avusturya sınırında bulunan bu bölge birçok doğal güzelliği barındırıyor. Almanya’nın en yüksek zirvesi olan Zugspitze, doğa harikası bir kanyon olan Partnachklamm ve Zugspitze’nin eteğinde bir gol, yani Eibsee, bunlardan sadece birkaçı.
Garmisch Gezilecek Yerler: Partnachklamm
Garmisch-Partenkirchen merkezinden Partnachklamm’a yürüyerek ulaşabilirsiniz. Bu yoldan kanyona girip gürüldeyen nehrin eşliğinde bir gezinti yapabilirsiniz. Kanyondan çıktığınızda bütün haşmetiyle sizi karşılayan dağlara karşı ufak bir mola verip yanınızda getirdiğiniz çay eşliğinde dinlenebilirsiniz.
Kanyondan sonra önünüze birçok yürüyüş rotası çıkıyor, herhangi birini seçip günün geri kalanında doğanın keyfini çıkartmaya devam etmek lazım. Eminim ki hiçbiri pişman etmeyecek.
Garmisch Gezilecek Yerler: Eibsee
Garmisch’ten kısa bir otobüs yolculuğu ile ulaşılabilen Eibsee ise bambaşka bir deneyim. Ben sabah erkenden kahvaltımı yanıma alıp yola koyuldum. Gol etrafında yürüyüşe başlayıp güneş dağların arkasından yükseldiğinde gol kenarında oturup kahvaltımı ettim. Sabahın erken saatlerinde çiy düşmesi ile nemlenen topraktan gelen koku, sabah serinliğinde içilen sıcacık bir bardak cay, kahvaltınıza ortak olmak için çevrenizde dolasan ördekler, Zugspitze’nin arkasından doğan güneşin getirdiği sıcaklık ve gölü çevreleyen ağaçların muhteşem renkleriyle kesinlikle yaşanması gereken bir deneyim.
Eibsee küçük bir gol, çevresini yürümek için 2 saat yeterli olur aslında, ama yukarıda bahsettiğim gibi keyif yapmak, bol bol fotoğraf çekmek için de kesinlikle vakit ayrılması gerekir diye düşünüyorum. Aynı bölgede bulunan yürüyüş rotalarını izleyerek Zugspitze’ye ulaşabilirsiniz. Oraya çıkmasanız bile yol üzerindeki dağ evlerinde mola verip muhteşem Bavyera biralarından tadabilirsiniz ki Alper’de yapılan yürüyüşlerde bu evlerde mola vermek olmazsa olmazdır.
Zaman Planı
Bu bölgenin en önemli noktalarını görmek için benim yaptığım gibi bir gece konaklamalı 2 günlük bir gezi yeterli olacaktır. Ancak doğanın sunduğu güzellikler sınırsız. Zamanı olanlar kesinlikle uzatıp bu bölgenin iyice tadını çıkarmalı.
Buradan otobüsle bile ulaşabileceğiniz başka güzellikler var, onlar ise bir başka yazının konusu…
Diğer seyahat yazılarıma burada ulaşabilirsiniz. Beni instagram‘dan takip etmeyi unutmayın. 🙂
